İrem AKANSU Köşe Yazısı
-Stefan Zweig ın ‘Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor’ kitabında şöyle bir kısım var: Padişah ülkenin savunmasında yardım eden hizmetkarına kılıç hediye edip onu baş veziri yapmak istiyor hizmetkârda padişahından özür dileyerek bu kılıcı kabul edemeyeceğini, devamında da kılıç güç demektir güç de adaletin karşısında olmak demektir bu nedenle bu hediyenizi kabul edemem diyor…
- Bizim toplumumuzda genellikle 1- Paraya 2- Mevki, makama 3- de bilgiye, kültüre, yeteneğe sahip bireylere güçlü gözüyle bakılır. Güç zehirlenmesiyse bireye sahip olduğu yetenekten güçten kapasiteden daha çok yetki vererek kontrolsüzlüğe yol açmaktır.
-Mikro ya da mezo boyutta grupların yönetimini yapabilecek bireye makro boyutta güç verilirse birey güç zehirlenmesi yaşar. Bana göre güç zehirlenmeleri arasında en tehlikelisi bilgisizin bilgili karşısında nüfuzlu olmasıdır.
- TÜRKİYE gündeminde aylardır 2824 ve 6284 sayılı kanunlarla ilgili oturumlar, toplantılar yapılıyor. Şiddet mağduru kadınlar, çocuklar, hayvanlar, yaşlılarla ilgili konuşuluyor. Türkiye de kadın cinayetleri ya da ensest yeni gelmedi her zaman vardı ama hiç bu kadar ‘denetimsiz’ olmamıştı.
- Güç zehirlenmesi yaşayan bireylerin bazı makamlarda güç sahibi olması ve bu bireylerin denetimsizce ilerlemesi durumunda kontrolsüzlük meydana geliyor. Bu kontrolsüzlük güç zehirlenmesi yaşayan bireylere özgüven vererek süreci daha çıkılmaz bir hale getiriyor.
- ‘Her insan yönetir, her insan yönetilir’. Bunu bir anne- evlat ilişkisinde de düşünebilirsiniz, kamusal düzende de düşünebilirsiniz, askeri ortamda ast, üst olarak da düşünebilirsiniz. Sürekli emir vermeyi alışkanlık haline getirmiş kendisini gücün vücut bulmuş hali olarak gören bir paşa nın emekli olduktan sonra yaşadığı buhranı tahmin bile edemezsiniz. Bu paşamız meslek hayatında gücünün ondan kaynaklı değil omzundaki yıldızlardan kaynaklı olduğunu bilseydi bu buhranı yaşamazdı.
-Bizim toplumun her alanında gücün kendisinden kaynaklı değil omzundaki yıldızlardan kaynaklandığını bilen, donanımlı, akademik olarak bulunduğu mevkiye uygun, profesyonellere ihtiyacımız var.
-‘İktidar şerbetini bir defa içen bir daha bırakamazmış’ cümlesinin gerçekliği de maalesef birçok örnekle kanıtlanmış durumda. Her şey zehirdir mühim olan dozdur diyor Paracelsus bu şerbeti sürekli içmek isteyen bırakamayan kişi güce bağımlı olmuş, kendini zehirlemeye başlamıştır.
- Denetimsizce güç zehirlenmesi yaşayan bireylerde : Narşizm ve psikopati çok sık gördüğümüz vakalar. Yani aslında bireyler sadece yönettikleri gruplara değil kendilerine de zarar vermeye başlıyorlar. Güce bağımlı bu bireylerin meslek hayatlarını ne kadar profesyonelce sürdürebilecekleri de muamma.
- Eğitime, denetime, kontrole ve profesyonellere ihtiyacımız var. Haftaya görüşmek üzere…