Serdar KAAN Yazdı: Ya Bu Deveyi Güd’ün, Ya da Gidin!

2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Önceki gece meydana gelen menfur olayla alaklı her kafadan bir ses çıkıyor. Olayın detaylarını paylaşma, merhumun ailesiyle olan muhabbetimiz gereği şart oldu.

Çeşit çeşit söylentiler, hem aileyi yıpratır, hem de toplumun dedikoduya itibar etmesini sağlar.

Olayla ilgili detaylar şöyle. Merhum Sedat (Serdal) Ç, denetimli olarak serbest kalmış ve karakola gidip imza atıyor sürekli. Olayın olduğu akşam, evden uzaklaştırma cezası olan Sedat, bu uzaklaştırma cezasını ihlal ediyor. Emniyet ekipleri kendisini arıyor ve kendisi de ekiplerin yanına gidiyor. Savcılığa ifade verilmeye götürülürken, galeri dükkanına uğramak ve kapıyı kapatmak istediğini sôylüyor. Herhangi bir tutuklaması, yakalaması olmayan Sedat, denetimli olduğu için en ufak bir hatada tekrar cezaevine gönderileceğini bildiği için, bu uzaklastırma cezasının ihlalini de o şekilde düşünmüş ve oradan kaçarak uzaklaşmak istemiş. Polis de peşine vermiş arkadan iki el ateş etmiş. Merminin biri sırtından kalbine isabet etmiş ve vefat etmiş.

Şimdi burada sorgulanması gereken mesele şu olmalı:

Bu polis memuru evden uzaklaştırma cezasını ihlal etmiş birine hangi akılla, hangi cesaretle, hangi hakla, hangi hadle ateş etmeyi kendinde bulabiliyor. Bırakın ateş etmeyi, silahı belinden dahi çıkarmaması gerekirdi. “evden uzaklaştırma” saçmalığı suçunun sonucu böyle mi olmalıydı?

Bingöl İstanbul’un bir mahallesi kadar bile değil ama neredeyse İstanbul kadar olaylar oluyor.

Bir iş veren, iş yerine aldığı bir elemanı en az iki ay eğitiyor. Siz Türkiye’nin en önemli kurumuna aldığınız insanları eğitmiyor musunuz? Bingöl’ün en kalabalık bölgesinde bir polis silahını çıkarıp suçsuz bir insana ateş edebiliyorsa, yarınlarda bizi bekleyen tehlikenin ne olacağını kestiremiyoruz.

Bir polis, Bingölspor maçında, o kalabalığın içinde silahını çıkarıp havaya ateş açtığında, o memura gereken ceza verilseydi, bugün bu sonuçla karşılaşmazdık. Bugün yaşanan bu olayda eğer yine birşeyler yapılmazsa, yarın olacaklardan kimse şikayet etmesin.

Bu memleket psikopatların polis, sürgünlerin yönetici, ahlaksızların ahlak savunucusu olduğu bir yer olmamalı.

Sizler koltuklarınızı sağlama almak için elinizden geleni yaparken, diğer taraftan geride 3 yetim bırakan babalar ölüyor beyler!

Babasız kalan bu çocukların gözyaşlarında boğulmayacağınızı mı zannediyorsunuz? Yazıklar olsun size de koltuklarınıza da!

El hasıl: Yaşanan bu menfur olayda, gereken cezalar verilmezse ve verilen ceza diğerlerine caydırıcı özellik taşımazsa, Allah önce sizin, sonra da bizim belamızı versin.